reklam
reklam
DOLAR 32,5242 % 0.19
EURO 34,6136 % 0.06
STERLIN 40,4707 % 0.15
FRANG 35,6406 % 0.21
ALTIN 2.490,68 % 0,17
BITCOIN 2.103.041 0.208

Çocukluk Çağı Obezitesi Hakkında Bilgilendirme Yapıldı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Çocukluk Çağı Obezitesi Hakkında Bilgilendirme Yapıldı
reklam

Lüleburgaz Özel Balkan ve Derman Hastaneleri’nde görevli Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, çocukluk çağı obezitesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Fast-food restoranlara gitme sıklığı, çocukların tabağındaki yemeği bitirmeye zorlanması, aile bireylerinden birinin ya da ikisinin obez olması gibi etkenlerin çocukluk çağı obezitesiyle doğrudan orantılı olduğunu ifade eden Tepeli “Çocuklarda görülen obezitenin temelinde aileden gelen genetik mirasın etkisi kadar, yemek yeme alışkanlıkları da önemli bir faktör” dedi.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tepeli “Değişen beslenme alışkanlıkları nedeniyle günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen “obezite”, erişkinler kadar çocukları da etkiliyor. Yağ dokusu oranı yaşa göre değişiklik gösterir.

Bu oran sağlıksız bir biçimde arttığında ortaya çıkan şişmanlık, vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen bir enerji metabolizması bozukluğudur.

Hastalık, zamanla yüksek tansiyondan, diyabete, kalp damar hastalıklarına kadar pek çok ciddi sağlık soruna neden olmaktadır.

 Yağ hücre sayısı artışı, ergenliğe kadar hızla devam eden bir süreçtir.

Alınan kalori ile ilişkili olan bu artışın hızı, yaş ilerledikçe azalmaktadır. Bu nedenle çocukluk çağındaki kilonun, kişinin obezite riski ile doğrudan ilişkisi vardır. Aileden gelen genetik mirasın, çocukta görülen şişmanlık üzerinde etkileri olduğu, yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

 Şişmanlığın altında yatan diğer nedenler ise; hormonal denge ve genetik hastalıklardır.

Bebeğin doğumundan sonraki ilk 6 ay, 4-5 yaşları ve ergenlik dönemi, çocuklarda en sık şişmanlığın görüldüğü yaşlardır.

Şişmanlık bebeklerde geç yürümeye neden olabilmektedir. Ayrıca bu çocuklarda bacaklarda eğrilik ve düztabanlık gibi ortopedik rahatsızlıklara rastlanmaktadır.  Ergenliğe de daha erken yaşta giren obez çocuklarda şişmanlığa bağlı olarak psikolojik bozukluklar da görülebilir.

 Son yıllarda teknolojik gelişmelere paralel olarak toplumdaki obezite sorunu önemli bir artış göstermektedir.

Ülkelerin gelişmişlik oranlarıyla birlikte özellikle çalışan anne nüfusunun artması, çocuklardaki yemek yeme alışkanlıklarının bozulmasına ve obezite riskinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Obezitenin gelişiminde önemli rol oynayan etmenlerden birincisi, dengesiz beslenmedir.

 Yüksek kalorili ve fast food türü gıdaların çok sık tüketilmesi, hızlı yemek yeme, öğünler arasında uzun ya da kısa süreler olması, gece yatmadan önce yemek yeme gibi alışkanlıklar, dengesiz beslenmeyi oluşturmaktadır.

Obez çocukların beslenme öykülerinde; çok miktarda şeker, şekerli, yağlı ve hazır gıda tüketimi vardır.

Obezitenin önlenmesinde birinci kural, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanabilmek için, yemek yeme şeklinin ve içeriğinin değiştirilmesi gerekmektedir.

 Özellikle abur cuburlar, reçel, bal, yağ, ekmek, makarna, mantı gibi yağdan ve karbonhidrattan zengin gıdaların tüketiminin sınırlandırılması; hamburger, pizza, tost gibi hazır yiyeceklerin tamamen yasaklanması, bunların yerine taze meyve, sebze ve kuru baklagiller gibi posalı yiyeceklerin tüketilmesi, beslenme içeriğinin düzenlenmesi bakımından önemlidir.

Çocuklar büyüme çağında olduğu için kısıtlı diyet uygulanması gelişimlerinde olumsuz etkiye neden olabilir. Burada yapılması gereken, büyümeyi sağlayacak yeterli kalori ve esansiyel besinleri içeren; protein karbonhidrat ve yağ içeriği bakımından dengeli olan diyetler uygulanmalıdır.

Bu nedenle beslenme ve diyet uzmanları tarafından belirlenen bir diyet programı uygulanmalıdır.

Günümüzde çocukların televizyon ve bilgisayar başında geçirdiği süreler uzamaktadır.

 Bu sürelerin günlük 2 saat ile sınırlandırılması, fiziksel aktiviteyi artırmak için çocukların yürüyüşe teşvik edilmesi, çocuğun kendi kendine giyinmesi, çantasını hazırlaması, odasını düzenlemesi gibi bireysel işlerin sağlanması; basketbol, tenis gibi ileri yaşlarda da onu aktif kılacak spor becerilerini geliştiren aktivitelere yönlendirilmesi gerekir.

Çocukluk çağında obezitenin önlenmesi için yaşa uygun diyet programlarının uygulanması çok önemlidir.

Bunun yanında; tüketilen yiyeceklerin dengeli ve sağlıklı olmasına dikkat edilmelidir.

Televizyon ve bilgisayar karşısında yemek yeme alışkanlığının ortadan kaldırılması gerekir.

Öğünler arası atıştırmaların sınırlandırılmalı, günlük aktivitelerin düzenlenerek çocuklar egzersiz yapmaya teşvik edilmeli, kilo kaybettikçe çocuğa ödül verilmeli ve özgüveni geliştirilmeli, sağlıklı beslenme ve aktivite konusunda aileler de çocukları için model teşkil etmelidir.

Obez çocukların önemli bir kısmında altta yatan önemli bir sorun yoktur.

Çocukluk çağı obezitesinde; besinlerden elde edilen enerjinin alımı ve bu enerjinin fiziksel aktivite ile harcanması arasında önemli bir dengesizlik bulunmaktadır.

Çocuklarda obezitenin önlenmesi ve tedavisi; dengeli ve sağlıklı beslenmeyi sağlayacak yemek alışkanlıklarının kazanılması ve fiziksel aktivitelerin desteklenmesi ile sağlanabilir.

Çocukluk çağında tedavi edilmeyen obezite; kalp, karaciğer hastalıklarının yanı sıra diyabet gibi endokrin hastalıklarının artmasına neden olarak, çocukların yaşamını tehdit etmektedir” dedi.

“Günümüzün En Önemli Sağlık Sorunlarından Biri Haline Gelen “Obezite” Çocuklarıda Etkiliyor”

Obezitenin çocukların ruh sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Tepeli “Son yıllarda tüm dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde obezitenin hızla artması, insan sağlığını ciddi anlamda tehdit ediyor.

Yetişkinler kadar çocuklarda da yaygın olan obezite; diyabet, kalp hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların yanı sıra önemli psikolojik sorunlara da neden olabiliyor.

Obez çocuklar, obez olmayan yaşıtlarına göre daha sık psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarına maruz kalabilmektedir.

Obez olan çocuklar kendileri ile barışık bir hayat sürebildikleri gibi, bazen de içe kapanabilmekte, özgüvenini yitirmekte ve daha çok besin tüketme eğilimine girerek bir kısır döngüye yakalanabilmektedirler.

 Aynı şekilde bu çocuklar zaman zaman arkadaşları tarafından dışlanabilmekte, kendileri ile alay edilebilmekte bu da doğal olarak çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebilmektedir.

Obezitenin neden olduğu fiziksel hastalıklar arasında en sık görülenler diyabet, kalp hastalıkları ve astımdır.

Bunlardan Tip 2 diyabet obez çocuklarda ve yetişkinlerde daha sık görülen bir rahatsızlık olup, tedavi edilmediği takdirde çeşitli doku ve organ hasarlarına neden olabilmektedir.

Uygun diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde hastalık erken evrelerde kontrol altına alınarak tedavi edilebilmektedir.

Obez çocuklarda kolesterol ve tansiyon yüksekliği akranlarına göre daha sık görülen bir durum olup, bu da uzun vadede çeşitli kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.

Bunun sonucunda çocuklarda hayatın erken dönemlerinde kalp krizi ve inme riski daha çok artmaktadır.

Astım, akciğerdeki havayollarının enflamasyonu ve daralması ile seyreden bir rahatsızlıktır ve çocuklar arasında da hızla yaygınlaşmaktadır.

 Kronik bir rahatsızlık olan astım, diğer tüm kronik rahatsızlıklar gibi kişinin yaşam kalitesi ve süresini ciddi anlamda olumsuz etkileyebilmektedir.

 Yapılan araştırmalarda nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, obez çocuklarda astım sıklığının daha fazla olduğunu görülmektedir.

Obez çocuklarda aşırı horlama ve uyku apnesine daha sık rastlanmakta, bu da kalp-damar ve sinir sistemi üzerinde olası sağlık problemlerine yol açabilmektedir.

 Ayrıca gün içinde yorgunluğa ve konsantrasyon bozukluğuna neden olabilmektedir.

Kilolu çocuklarda eklem sertliği ve eklemlerde ağrı, karaciğerde yağlanma, safra kesesinde taş oluşumu, ergenliğe daha hızlı girme, kız çocuklarında aşırı tüylenme ve adet bozukluğu gibi problemler de görülebilmektedir.

Çocuğun sağlıklı bir kiloya sahip olması için gereken en önemli şey onların yedikleri ve içtikleri gıdalardan aldıkları kalorinin günlük aktivite ve fiziksel egzersizlerle dengelenmesidir.

Kilo fazlası olan çocukların normal büyüme ve gelişimine engel olmayacak şekilde günlük aldıkları toplam kalori miktarı azaltılmalı ve bunu yaparken mutlaka bir beslenme uzmanına danışılmalıdır” dedi.

 

Haber/Kaynak: Sınırkent