reklam
reklam
DOLAR 32,5597 % 0.17
EURO 35,0473 % 0.02
STERLIN 40,9353 % 0.05
FRANG 35,6944 % 0.17
ALTIN 2.439,45 % 0,13
BITCOIN 64.928,10 1.177

Derman Hastanesi “Yarım Saat Arayla 10-15 Adım Atın”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Derman Hastanesi “Yarım Saat Arayla 10-15 Adım Atın”
reklam

Lüleburgaz Özel Derman Hastanesi, çok sayıda vatandaşın muzdarip olduğu varis hastalığı hakkında vatandaşları bilgilendirdi.

Ayakta ya da oturarak uzun süre hareketsiz kalan vatandaşların varis problemiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden yetkililer her yarım saatte bir 10-15 adım atmanın varisin oluşumunu engellediğini söylediler.

Konuyla ilgili yetkililer tarafından yapılan açıklamada “Özellikle bir estetik sorunu olarak görülen varis, tedavi edilmediğinde önemli bir sağlık sorununa dönüşebilir. Cerrahi müdahale için önemsiz görülen ve ertelenen varis sorunu için geliştirilen yeni tedavi yöntemleri, uygulama sonrasında kısa sürede günlük hayatınıza dönmenizi sağlıyor. Yaza merhaba dediğimiz bugünlerde, yüzeyel kılcal varislerimize poliklinik şartlarında yapılacak transdermal tedavilerle daha güzel bacaklara sahip olabilirsiniz. Varis ilk belirtilerini bacaklardaki ağrı ile gösterir, sonra ince kılcal varisler ortaya çıkar. Daha sonra geniş görünümlü varisler oluşur ve bacak gün içinde şişmeye başlar. Varis sorunu daha da ilerlediğinde bacakta renk koyulaşması, cildin esnekliğini kaybederek sertleşmesi ve son noktada yaraların ortaya çıkması görülen sonuçlar arasındadır. Öncelikle bir kozmetik ve estetik sorunu olarak görülen varisler, doğru zamanda tedavi edilmediğinde, damar içerisinde pıhtılaşmaya ve iltahaplanmaya neden olabilir. Bu durumun, damar tıkanıklıklarına ve oluşan pıhtının koparak akciğerlerde tıkanmaya ve ölüme kadar uzanan bir solunum yetmezliğine yol açtığı da bilinmektedir. Kadınlarda erkeklere oranla çok daha fazla görülen varis, en sık görülen damar hastalığıdır. Yaşla beraber artış gösteren varis; ağrı, kaşıntı, ayak bileğinde şişme, gece krampları, yüzeyel tromboflebitler, venöz ayak bileği cilt değişikleri ve kanama gibi şikayetlere neden olur. Varis, toplardamarların organik bir sebep olmadan genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hal alması olarak tanımlanır. Latince "varix" (kıvrım yapmış toplardamar) kelimesinden türetilmiştir. Variköz venler önemli bir sağlık problemidir. Erişkinlerdeki sıklığı değişik coğrafi varyasyonlar göstermekle beraber yaşla giderek artar. Bacak varisleri, muayenehane pratiğinde en sık karşılaşılan damar hastalığıdır. Yetişkin nüfusun yüzde 15-20’ sini etkiler. Kadınlarda erkeklere oranla 2-4 kat daha fazla görülürken ailesel geçiş oranı yüzde 50’ den fazladır. Alt ekstremitenin venöz hastalıkları erişkinlerin yaklaşık yüzde 17’sini etkilemektedir. Variköz venlerin etiolojisinde gebelik, obezite, postür bozuklukları, konstipasyon gibi çeşitli hipotezler ileri sürülmüştür. Varisler primer veya sekonder olabilir. Primer varislerin nedenleri hakkında çeşitli teoriler olmasına rağmen esas nedenler, kesin olarak belli değildir. Günümüzde en çok kabul gören teori kalıtımsal ven duvarındaki zayıflık ve venlerdeki kapakçık yetmezliği, venöz hipertansiyondur. Sekonder veya edinsel variköziteler, venöz kapakçıkların travma, derin ven trombozu veya enflamasyon gibi nedenlere bağlı hasar alması sonucu meydana gelir. Bir ekstremitede kıvrım yapmış belirgin variköz oluşumlarının yanında daha küçük çaplı telenjiektazik, retiküler tarzda oluşumlar da bulunabilir. Bu oluşumlar elle hissedilemeyen, ciltte yüzeyel yerleşim gösteren, 1 milimetre veya daha küçük çaplı mavi veya kırmızı çizgisel renk değişiklikleri olarak görülürler. Bölgesel olarak yıldız şekilli veya örümcek ağına benzer yaygın çizgisel oluşumlar olup tüm bacağı sarabilirler. Hastadan hastaya değişmekle birlikte bir ekstremitede bu oluşumlar, birlikte veya ayrı ayrı yerleşim gösterebilirler. Epidemiyolojik çalışmalarda varis patofizyolojisinde rol oynayan birçok etken öne sürülmüştür. Bu çalışmalarda aile öyküsü (kalıtım), riskli yaşam tarzı ve sigara kullanımı, venöz yetmezlik tespit edilen hastalarda daha yüksek oranlarda saptandığı için önde gelen risk faktörleri olarak gösterilmiştir. Aile öyküsünün pozitif olduğu hastalarda, varis görülme riski 4.4 kat daha fazladır. Uzun süre ayakta kalmak ya da uzun süre oturarak iş yapmak bir risk faktörü olduğu gibi, günde 4 saatten fazla ayakta kalanlarda yüksek grade venöz yetmezlik gelişme riskini 2.7 kat artırır. Hastaların en yaygın semptomları bacaklarının görüntüsünün bozulması ve uzun süre ayakta durunca ortaya çıkan bacak ağrısı ve bacaklarda ağırlaşma hissidir. Semptomlar anatomik defektin derecesiyle ilişkili olmayabilir. Bazen hasta variköz damarı zedeleyebilir. Bu durumda belirgin bir kanama görülebilir. Bacak varislerinin bir komplikasyonu yüzeysel tromboflebittir; ciddi bir ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Uzun süreli bacak varislerinde kronik ayak bileği şişliği, staz dermatiti ve bacak ülserleri gelişebilir. Uzun süre ayakta durma veya obezite (şişmanlık) tüm bacak varislerinin daha semptomatik hale gelmesine neden olurlar. Varis tedavisinde amaç yaşam kalitesini artırmaktır. Hastalık genellikle iyi huylu seyir gösterip hastaların çoğunda ameliyat gerekmez ve konservatif tedavi yöntemleriyle iyi sonuçlar alınır. Bu nedenle semptomlar, çok ciddi değilse girişimsel tedavilerden kaçınılmalıdır. Semptomlar hastanın yaşam kalitesini ciddi olarak etkiliyorsa tedavi düşünülmelidir. Bazen büyük varisleri bulunan hastalarda, kanama veya ülserasyon gibi komplikasyonlar gelişirse daha agresif cerrahi tedavi yöntemleri denebilir. Etken sebepler ortadan kaldırılmadıkça (fazla kilo, uzun süre ayakta durma, östrojen kullanımı) variköz ven oluşumunun belirli bir süre sonra tekrarlayacağı unutulmamalıdır” dediler.

 

Haber/Kaynak: Sınırkent