reklam
reklam
DOLAR 32,5038 % 0.08
EURO 34,7826 % -0.12
STERLIN 40,2943 % -1.04
FRANG 35,7169 % 0.28
ALTIN 2.499,53 % 0,61
BITCOIN 2.112.273 3.879

“En korktuğum şey başıma geldi”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
“En korktuğum şey başıma geldi”
reklam

Yaşanmış Hikayeler köşemizde bugün Dilara Şahinboy’un takım arkadaşını sakatlama anısına kulak veriyoruz.

Herkese merhabalar. Ben Dilara. Sizlere bugün takım arkadaşımın benim yüzümden sakatlanma hikayesini anlatacağım.

Lisede okul basketbol takımımız, tüm ilçede isim yapmış, karşılaşmaktan korkulan bir takım haline gelmişti. Sınıf arkadaşlarımdan biriyle aynı zamanda okul takımında da beraber top koşturuyorduk.

İdmanlarımız, diğer okul takımlarına göre daha zorlu, daha sert geçiyordu. Haftanın dört ya da beş günü idman sahasında olmak zorunluydu. Hal böyle olunca takım arkadaşlarınız sizin en yakın dostunuz oluyor. Aynı şişeden su içip, aynı tabaktan yemek yiyor, her derdinizi onlarla paylaşıyorsunuz. Bizim takım da böyleydi.

Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim ki bizim takımdaki her bir oyuncu oynadığı pozisyonda ustalaşmış isimlerdi. Herkes neredeyse hatasız oynar, herhangi bir hata yapsa da hemen onu telafi ederdi. Savunma oyuncularımızdan Kübra, karşı takımların korkulu rüyası olmuştu mesela. Potanın altına geçip savunmaya başladığında topun karşı takım oyuncularında kalması imkansızdı. Öyle iyi ve kaliteli bir oyuncuydu.

Orta saha oyuncumuz zaten tüm takıma etki eden biriydi. Pek çok farklı pozisyonda oynadığı için ona hep Joker diye seslenirdik. Takımın bel kemiği oyun kurucudur biliyorsunuz. Bizim oyun kurucumuz aynı zamanda başka bir takımda da oynuyordu o sıralar. Geceleri takım idmanına gidip sabah okula gelirdi. Derslerde sürekli dürtüp uyandırmaya çalışırdık.

Enerjisiyle, oyun disipliniyle, hızıyla pek çok takımın kıskacı altındaydı diyebilirim. Aynı zamanda benim de çok yakın arkadaşımdı. Sena’nın son sezonumuzdan bir önceki sezonda yaşadığı sakatlık sebebiyle canı çok sıkkındı. İdmanlara yeni yeni başlamıştı.

Sürekli takımdan ayrı düz koşu yapıp eski kondisyonuna kavuşmaya çalışıyordu.

Zaman zaman onu eğlendirmeye çalışırdık. Bir süre sonra eski formuna kavuşan Sena takımla çalışmalara başladı. Beraber aynı idman sahasında olmak bile bizi keyiflendiriyordu.

Sena çok hızlı bir oyuncuydu. Maç esnasında yapılması gerekeni hemen tahayyül eder, pozisyon gereği neyse onu hemen uygulardı. Savunma alanında hücum alanına geçmesi iki saniyeyi bile bulmazdı bazen. Toplu ve topsuz alanlarda pek çok numara yapar, diğer oyunculara basketbol tabiriyle fake atardı.

Hatta öyle eğlenirdi ki bundan, ona karşı savunma yapan oyuncuların bacakları açık şekilde duruyorsa topu bacak arasından yollar yürüyerek savunma oyuncularının yanından geçerdi. Pek çok kez bu şekilde potaya gelip sayı almışlığı vardır. Maç esnasında bile bunlardan taviz vermezdi. Topu oyuncunun sağından atar o solundan geçerdi. Yapmak istediklerini gerçekleştirdiği zaman kahkaha atardı. Bu hem bize motivasyon sağlar hem de karşı takım oyuncularının canını sıkıp oyundan düşmelerini sağlardı.

Tüm bunlar dışında yine de inanılmaz sportmen bir kişiliği vardı. Tüm oyunculara saygı duyardı. Maç öncesindeki açıklamalardan etkilenmez, kimseyi kıracak bir şey söylemez, yenildiğinde de karşısındakini tebrik etmeyi bilirdi. Onun için basketbol sahada anlık olarak oynanırdı, hatalardan ders çıkarılır ama asla hatayı getiren harekete takılıp kendini paralamazdı.

Bir gün yine idman sahasında beraber oynarken, çalıştırıcımız blok çalışmasına geçeceğimizi söyledi. İdman gereği hücum oyuncuları hızlı bir şekilde saha geçip basket atmaya çalışacak, biz savunma oyuncuları da topa blok vurmayı deneyecektik.

Sena ve ben eşleştik. Hatta idmandan önce de onun ne kadar iyi bir hücum oyuncusu olduğunu söylemiştim, o da bana hayatımda senin kadar iyi bir savunma oyuncusu görmedim demişti. İdman başlayınca Sena topla beraber hızlı bir şekilde potaya doğru ilerledi. Blok vurmaya çalıştım ama topu görememiştim bile.

Normalde böyle şeylere sinirlenmem ama o sırada blok vuramayan tek savunma oyuncusu olduğum için çok sinirlenmiştim. Sena tekrar potaya doğru gelirken onunla aynı anda yükseldim. O kadar sert çıkmışım ki, omzum Sena’nın burnuna çarptı.

Sena yere yığıldı. Baygınlığı geçtikten sonra hemen pansuman yapıp olayı anlattık. Ağzı yüzü kan olmuştu. Ben de çok korkuyordum bir şey oldu diye.

Ama o hala güldüğümüz tek bir şey sordu:

Blok vurabildin mi?

Haber/Kaynak: Sınırkent