reklam
reklam
DOLAR 32,6033 % 0.39
EURO 34,8190 % 0.23
STERLIN 40,6496 % 0.12
FRANG 35,8988 % 0.82
ALTIN 2.499,38 % 0,60
BITCOIN 2.117.603 5.381

Hanife Oral Sağduyu Çağrısı Yaptı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Hanife Oral Sağduyu Çağrısı Yaptı
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Yöneticisi Hanife Oral, 24 Haziran seçim sonuçları ve kurultay tartışmalarıyla ilgili açıklamada bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir değişimin gerekli olduğunu ifade eden CHP Lüleburgaz İlçe Yöneticisi Hanife Oral “Ancak söz konusu değişimin yerel seçim tarihi bu kadar yakınken yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Oral konuyla ilgili yaptığı açıklamada Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, Muharrem İnce’nin de Cumhuriyet Halk Partisi için çok önemli isimler olduğunu hatırlatarak sağduyu çağrısı yaptı.

 

Konuyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Yöneticisi Hanife Oral tarafından yapılan açıklamada “Seçim sonuçlarından sonra özellikle bir açıklama yapmamak istedim.

Bir süredir bazı partililerimizin canhıraş haykırışlarını, kırıcı olmalarını, çalışmadan emek vermeden daha çok fikir beyan etmelerinden, kışkırtıcı konuşmalarından rahatsızlık duyarak, üzülerek izlemede kaldım.
Kurucu Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün; benim iki büyük eserim dediği CHP'nin, herkesin gözü önünde küçük düşürülmesi, yıpratılması artık canımı acıtıyor.
Bir değişim şart ama Yerel Seçim öncesi zamansız olduğu düşüncesindeyim.
Yine bir baskın seçim olma ihtimali varken,hazırlık yapmadan, iç hesaplaşmalarımızla zaman kaybediyoruz.

CHP'de tek suçlu Kılıçdaroğlu mu?

450 km yürürken Halk kahramanı o değil miydi?
Hepimiz peşinde yürürken baş tacı etmedik mi?

Seçim ittifakları ile AKP'ye gidecek muhtemel olan vekillikleri TBMM o kazandırdığında alkışlayanlar biz değil miydik..?

Her an nefesini ensesinde hissettiği rakibini Cumhurbaşkanı adayı çıkardığında "ne yüce gönüllü" demedik mi..?

Mutlaka hatalar ve değişim yapılması gereken çok eksikliklerimiz var. 
Tüm bunların tek suçlusu olarak Kılıçdaroğlu'nun gösterilmesi çok acımasızca değil mi?

Genel başkan değiştiğinde kısa zamanda iktidar olacakmışız gibi herkes yüksek bir beklenti içinde.

Ben Kılıçdaroğlu'nu seviyorum diye Muharrem İnce'ye hakaret etme hakkını nerden alıyorum.
Ya da tam tersini.

Hem Sayın Kılıçdaroğlu hem Sayın İnce, partimizin iki ayrı değeridir.
Artık daha fazla partimizi yıpratmayalım, kırıcı olmayalım ve mahkeme kapılarına düşürmeyelim.
ATAMIZIN partisini mahkeme kapılarında tartışılır hale getirmek hepimizin canını yakacak eminim.
Bizim canımız yanarken Atatürk'ün kemiklerinin sızlaması sizleri derinden etkilemeyecek mi?

Her iki taraf için de; koltuklarımızı kaybetmeyelim derken VATANIMIZI kaybediyoruz.
Son seçimde Cumhuriyeti oyladık farkında değil misiniz?

Artık kendi ülkemde yabancı gibiyim, ülkem yolgeçen hanı oldu.
Üç kuruş verilip, beş kuruş alınıp yoksulluk, işsizlik, açlık sınırında kıvranıyoruz.
Dış borcumuz katlandıkça katlanıyor, taciz, tecavüz had safhada; kadın, çocuk, hayvan şiddetleri almış başını gidiyor. 
Kur yükseldikçe birilerinin cebi dolar olmuş…
Bugün yastık altında ki birikimler istenirken yarın kefen paralarına göz dikilecek.

Artık ülkemde gelecek kaygısı içinde olmadan rahat ve özgür yaşamak istiyorum.

Üyesi olmaktan onur ve gurur duyduğum CHP de her şeyden önce Atatürk'ün çizdiği yoldan, gösterdiği sol'dan ilerlemek tek arzum.

Bu arzumu gerçekleştirmek için öncelikli düşüncem partimi iktidara taşımak için üzerime düşeni yapmaktır.
Önceliğim asla koltuk sevdası olmamalı, bana bir görev verildiyse onu layıkıyla yapmaktır.
Bunun için yıllarca özverili bir gayret içindeyim.

Gözleriniz de ki hırsı, iktidara susamışlığı, görüyorum.
Bu enerjinizi seçim zamanı görmeyi daha çok arzu ederim.

İç hesaplaşmalarla çok zaman kaybettik.
MYK'da gerekli değişimler biran önce yapılmalı, yerel seçimler için çalışma programı hızla hazırlanmalı ve örgütler olarak çalışmaya odaklanmalıyız.

Yerel seçimlerde kaybetmek, kendime olan inancımı da kaybetmeme sebep olacak.
Buna sebebiyet vermeye kimsenin hakkı yok.

Oturduğumuz yerden siyaset yaptığımız sürece;
Sayın Demirel'in dediği gibi "dün dündür, bugün bugündür" değil artık, bugün ne ise yarın da o olacaktır…

Yani kısaca;  Ne ben geldim gitmem, ne de sen git ben geleyim olmamalı düşünceler.
Atamızın dediği gibi;  "Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.”

 

Haber/Kaynak: Sınırkent