reklam
reklam
DOLAR 32,5038 % 0.08
EURO 34,7826 % -0.12
STERLIN 40,2943 % -1.04
FRANG 35,7169 % 0.28
ALTIN 2.499,53 % 0,61
BITCOIN 2.088.234 1.787

Kadın Kanserlerinin Tedavisinde Erken Teşhisin Önemine Vurgu Yapıldı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Kadın Kanserlerinin Tedavisinde Erken Teşhisin Önemine Vurgu Yapıldı
reklam

Lüleburgaz Özel Medikent Hastanesi kadın kanserlerinin tedavisinde erken teşhisin önemli olduğunu açıkladı.

Rutin kontrollerin kanserin teşhis ve tedavisi için önemli olduğunu ifade eden yetkililer “Meme kanseri, meme dokusu içinde süt kanalları içerisinde oluşan kanser hücreleridir. Meme kanserlerinin yüzde 80’i invaziv duktal karsinomdur. Invaziv duktal karsinom, meme kanserinin süt kanallarında ortaya çıktığını gösterir. Meme kanserinin yüzde 20’si de invaziv lobüler karsinomdur. Bu türde ise meme kanseri süt kanallarında değil süt bezlerinde gelişir. Meme kanserine neden olan hücrelerin çoğalması ve büyümesi oldukça zaman alır. Ancak çoğaldıktan sonra hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilir. Meme kanserinde en önemlisi kanserin kan ve lenf yolu ile diğer organlara yayılmadan tanının konmasıdır. Bu aşamada konulan bir tanı ile tedavi oranı çok yüksektir. Bu nedenle meme kanserinde erken teşhis çok önemlidir. Meme kanseri kadınlarda en çok görülen kanser türüdür. Her 10 kadından birinde görülen meme kanseri ortalama her 100 bin kadının 20’sinde rastlanıyor. Meme kanseri kadınlara oranla erkeklerde çok nadir görülmektedir. Ancak hastalık geliştiğinde seyri kadınlarda görülen meme kanserine göre daha hızlı ve kötüdür. Her 100 meme kanserinin 1’i erkeklerde görülmektedir. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de kalıtım, beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar, doğum kontrol hapları gibi birçok faktörden bahsedilebilir. Meme kanserinin görülme sıklığı yaş ilerledikçe artar. En çok 50-70 yaş aralığında görülen meme kanserinde risk ailede meme kanseri öyküsü bulunduğunda artmaktadır. Anne ya da kardeşte meme kanseri görüldüğünde hastalığın riski 3 kat artar. Bu nedenle aile hikâyesinde meme kanseri olan kişilerin kontrollerini özellikle 40 yaş ile birlikte sık sık yaptırmaları gerekmektedir. BRCA1 ve BRCA2 genlerinde bozulma yani mutasyon var olan kişilerin hem meme hem de yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali riski yüksektir. Menopoz sürecinde 5 yıldan fazla hormon ilacı kullanmak da meme kanseri riskini artıran faktörlerden biridir. Meme kanseri belirtilerini bilmek meme kanserini erken evrede yakalamak ve tedavinin başarıya ulaşması için çok önemlidir. Meme kanseri belirtileri arasında en belirgini memede ele gelen kitledir. Ele gelen kitle meme dışında koltuk altında da olabilir. Eğer kitle büyümüş ise meme ucunun içeri doğru çekilmesi de meme kanseri belirtilerindendir. Çok nadir görülse de meme ucundan kanlı ya da kansız akıntı da meme kanserini işaret edebilir. Meme kanserine neden olan tümör çok büyürse meme derisinde ödem oluşur ve şişme görülebilir. Aynı zamanda kızarıklık ve portakal görünümü de karşılaşılan meme kanseri belirtilerindendir. Eğer meme kanseri yayılmış ise yayıldığı bölge ile ilgili şikayetler de görülebilir. Meme kanseri belirtilerini tanımak meme kanserinin ilerlemesine engel olabilmek adına çok önemlidir. Bu nedenle kişinin kendi meme yapısını tanıması ve risk faktörlerini bilmesi gerekir. Meme kanseri belirtilerini fark edebilmek için her kadın 20 yaşından sonra kendi meme muayenesini yapmaya başlamalıdır. Kendi kendine meme muayenesi adet bitiminden 5-7 gün sonra; adet görmeyen kadınlar ise ayda bir belirdikleri yapılmalıdır. Meme kanseri risk faktörlerinin en önemlileri değiştiremeyeceğimiz risk faktörleridir. Özellikle aile hikâyesinde meme kanserinin olması meme kanseri risk faktörlerinin başında gelmektedir. Birinci derce bir akrabada 50 yaşından önce görülen meme kanseri, kişinin meme kanserine yakalanma ihtimalini 3 kat artırmaktadır. Yine 2. derece akrabalarda görülen meme kanseri de önemli meme kanseri risk faktörlerindendir. Ayrıca ailede ne kadar fazla kişi meme kanserine yakalanmış ve ne kadar erken yaşta yakalanmışlar ise o kadar risk artar. Meme kanserinde bir diğer önemli risk faktörü ise meme dokusunun yoğun olmasıdır. Meme dokusu içerisinde yağ oranı daha az olan kişilerde meme kanseri riski daha çok artıyor. Meme dokusunun yoğunluğunu ise mamaografk ve sonografik yöntemlerle ölçülebilir. Özellikle lenfoma hastalarında göğüs çevresine yakın uygulandığı için maruz kalınan radyoterapi de meme kanseri için sayılabilecek risk faktörleri arasındadır. Bu nedenle özellikle lenfoma hastaları olmak üzere radyoterapi tedavisi alan hastaların tedaviden sonra hayat boyu kontrollerini sıkça yaptırmaları önerilmektedir. Kadınlarda meme kanseri oluşumunda risk faktörü sayılan erken adet görme de önemsenmelidir. Özellikle 11 yaşından önce adet görenler, geç menopoza girenler meme kanserine yakalanma konusunda daha riskli durumda kabul edilirler. Emzirmemek ya da ilk hamileliğini 30 yaşından sonra yaşamak, aşırı alkol tüketmek ve fazla kilolu olmak da meme kanseri risk faktörleri arasındadır. Ayrıca özellikle menopoza girdikten sonra, menopozun etkilerini azaltmak için kullanılan östrojen hormonu da meme kanseri riskini 1.5. kat artırmaktadır. Meme kanserinin erken teşhisi çok önemlidir. Erken teşhis edilen meme kanserinde hem tedavi çok kolay hem de başarı şansı çok yüksektir. Örneğin Evre 0’da yakalanan meme kanserinde başarı şansı ve hastalığın bir daha tekrar etmeme olasılığı %96’dır. Evre I’de başarı oranı % 93, Evre  II’de % 85  şeklindedir. Ne kadar erken evrede teşhis edilirse başarı şansı da o kadar yükselmektedir. Erken teşhis için her kadının 20 yaşından itibaren ayna karşısında ayda bir kez, kendi kendine meme muayenesi yapması gerekmektedir. 35 ile 40 yaş arasında kadınlar ilk meme ultrasonunu çektirmeli, 40 yaşından sonra da yılda 1 kez mamografi yaptırmalıdır. Meme kanseri teşhisinde görülen her 10 kitlenin 8’i iyi huyludur. Bunların çoğu genç yaşlarda görülen fibroadenom veya kist denilen kanser olmayan kitleler ve orta yaşlarda görülen fibrokistik kitlelerdir. Memedeki kitlenin ağrılı ya da ağrısız olması bunun kanser anlamına gelmez. Ancak Ancak memede ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir. Son yıllarda toplumda meme kanserine karşı farkındalık yaratmak amacıyla yapılan sosyal sorumluluk kampanyaları ve bilinçlendirme programları, meme kanserinde erken tanı için kişinin kendi kendine meme muayenesi yapmasının önemine işaret etmektedir. Meme kanserinden korunmak ve erken evrede meme kanserini yakalamak için meme muayenesi çok önemlidir. Meme kanseri, meme içinde küçük bir kitleyken müdahale edildiğinde %100’e yakın oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Meme kanserini diğer kanserlerden ayıran bir başka özellik de “kanser tarama programları” içinde değerlendirilebilir oluşudur. Bu nedenle memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlar, “Tarama Yöntemleri”ni önemsemelidir” dediler.

 

Haber/Kaynak: Sınırkent