reklam
reklam
DOLAR 32,5917 % 0.23
EURO 34,8134 % 0.42
STERLIN 40,4350 % 0.69
FRANG 35,7641 % 0.32
ALTIN 2.419,42 % -0,55
BITCOIN 66.086,35 0.252

Sunum Teknikleri Atölye Çalışmaları Tamamlandı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Sunum Teknikleri Atölye Çalışmaları Tamamlandı
reklam

Lüleburgaz Belediyesi ve Lüleburgaz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, 2018 İnovasyon ve Tasarım Yılı etkinlikleri kapsamında “Geleceğin Yıldız Girişimcileri” projesi hayata geçirildi.

Proje kapsamında yer alan ‘Sunum Teknikleri Atölyesi’ çalışmaları Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisinde (LYKA) tamamlandı.

‘Sunum Teknikleri Atölyesi’ çalışmaları, Business Networking Akademi Kurucusu Ertuğrul Belen ve Embryonix Kuluçka Merkezi Kurucusu ve Müdürü Taylan Demirkaya ile birlikte gerçekleştirildi. Atölye çalışmasına projeye dahil olmaya hak kazanan öğrenciler ve öğretmenler katıldı. Sunum teknikleri atölye çalışmasında, Ertuğrul Belen ve Taylan Demirkaya uygulamalı olarak sunum yapan öğrencilere nasıl daha etkili sunum yapabilecekleri konusunda çok önemli bilgiler aktardılar.

SIRADA DEMODAY VAR

17 Mayıs’ta Prof. Dr. Necdet Tekin Gençlik Merkezinde ‘Demoday’ çalışması gerçekleştirilecek. Demoday’de 10 finalist ekip, halka açık düzenlenecek final sunumuna katılmaya hak kazanacak. Programda sunumunu yapan ekipler arasından kazanan ilk 3 ekip ilan edilecek.

İstihdamın arttırılması konusunda girişimciliğin önemli olduğuna vurgu yapan Business Networking Akademi Kurucusu Ertuğrul Belen “Ekonomik sorunların en önemlilerinden birisi olan işsizlik sorununun çözümünde girişimciliğin arttırılması çabaları da dikkate değer sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu nedenle, son yıllarda hükümetler girişimciliğin geliştirilmesi için çeşitli yöntemler üzerinde çalışmakta, girişimcilik kredileri, yeni girişim destekleri ve iş geliştirme merkezleri projeleri üzerinde durmaktadır. Girişimcileri destekleme yöntemlerinden biri olan İŞGEM modeli, girişimcileri ve dolayısıyla onların kurmuş oldukları küçük ve orta boy işletme, kısa adıyla KOBİ’leri destekleme ve geliştirme faaliyetleri hem yeni girişimlerin geliştirilmesine hem de hem istihdam artışına katkı sağlamaktadır. Bu modelle, işletmelerin ilk kuruldukları dönemlerde piyasa girişlerinde kurumsallaşma ve gelişmelerinin ilk evrelerinin daha güvenli bir ortamda sağlamaları amaçlanmakta, projeden mezun olduktan sonra daha sağlıklı bir işletme yapısına kavuşarak daha sağlıklı işletmeler oluşturulması sağlanmaktadır. Tarih boyunca bütün ülkeler ekonomik faaliyetlerini en uygun şekilde yerine getirebilmek, belirli bir refah seviyesine ulaşabilmek için sürekli bir savaşım içinde olmuşlardır. Kapitalist ekonomik dönüşüm sürecinden sonra dünya ekonomileri büyük değişim geçirmiş, bütün olumsuzluklara ve sorunlara rağmen refah seviyesi yükselmiş, II. Dünya savaşından sonra batı ekonomileri görece refah çağını yaşamıştır. Ne var ki sonraki yıllar kapitalizm yeni dönüşümler geçirmiş her seferinde de istihdam önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Zira son 50-60 yılda meydana gelen ekonomik dönüşüm genellikle daha yoğun ve ileri teknolojiye doğru ilerleyen bir ekonomik yapı ile sonlanmıştır. Meydana gelen bu yapısal değişim işletme yapılarında ve işgücü talebinde önemli değişimlere neden olmuş, ekonomik sistem iletişim ve mikro-elektronik teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak dünya ekonomi sistemlerini bir birine bağımlı hale getirmiştir. Yapısal ekonomik değişimin en önemli yönlerinden birisi de, sistemin ekonomik krizlere çok duyarlı hale gelmesi, bir bölgede ya da benzer ekonomik yapıya sahip ülkelerin bazılarında meydana gelen olumsuz bir yapısal sorunun bütün dünyayı etkilemesi ve sık sık ekonomik krizler üretmesidir. Sık sık ortaya çıkan ekonomik krizlerin büyük kitlesel işsizlik dalgalarına ve sosyal bunalımlara neden olabilmesi önümüzdeki dönemlerde hükümetlerin sosyal politikalara daha çok önem vermesini zorunlu kılacaktır. İşsizlik konusu gelecek dönemdeki hükümetlerin üzerinde en çok durdukları sosyo-ekonomik sorun olacağını söylemek kehanet olmayacaktır. Girişimcilik, insanların düşündüklerinin, hayalini kurduklarının, gerçekleşmesini arzu ettiklerinin önündeki engellere takılmadan büyük bir özveri ve kararlılıkla hayata geçirme, hayalden, fikir olmaktan çıkarma ve reel hayatta uygulamaya alma eylemi olarak kısaca tanımlanabilir. Bilindiği üzere rekabet gücü, istihdam yaratma, pazarda varlığını sürdürerek yarattığı istihdamı sürekli kılma/artırma ve nitelikli mal üretimiyle ekonomik gelişmeye katkıda bulunma becerisini gerektirmektedir. Bununla birlikte, rekabet artışı ile verimlilik artışı, birbirini etkileyen bir döngü yaratmakta; rekabet nedeniyle işletmeler, tüketicinin istemine yanıt verecek daha nitelikli mal üretimi için işgücünün ve üretimin verimliliğini artırırken, verimlilik artışı, pazarda rekabetin daha fazla ivme kazanmasına etki etmektedir. Bu süreç, daha nitelikli, ucuz ve çeşitli mal üretimi ile tüketiciye fayda sağlamakta ve ekonomide canlılığı korumaktadır. Bunu sağlamanın ve sürekliliğini sağlamanın en önemli yolu girişimciliğin geliştirilmesidir. Girişimcilik, girişimcilerin risk alma, fırsatları kovalama, hayata geçirme ve yenilik yapma süreçlerinin tümüne verilen addır. Girişimci, başlattığı faaliyetin bitiminde doğabilecek sonuçları önceden hesaplayan ve sonuçta doğacak riski üstlenmekten çekinmeyen kimsedir. Bu nitelikteki kişinin sadece ekonomik alanda faaliyette bulunması gerekmez. Kişi sanatta, bilimde ya da herhangi bir mesleksel faaliyette bulunurken kendi rutinin dışına çıkıp risk taşıyan işlere girişebilir. Zaten insanlığı bir adım ileriye götüren işler böyle ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte girişimci denildiğinde, genellikle, ekonomik etkinlikte bulunan kişi anlaşılır. Buna göre, girişimci üretim faktörlerini bir araya getirerek, ekonomik mal ve hizmet üretimi için gerekli girişimi başlatan, bunu yaparken de üretim için gerekli finansman kaynaklarını ve üretimin değerlendirileceği pazarları bulan kişi olarak anlaşılır. Küreselleşmenin işgücü ve istihdam üzerindeki ilk etkisi devletlerin bireysel olarak hareket etme gücünün sekteye uğraması olarak belirtilebilir. Küresel düzeyde tek Pazar anlayışının hâkim olması, devletlerin tek başlarına karar alma yetilerini etkisiz hale getirmiş, oluşan yeni ekonomi ortamı bunu imkânsız kılmıştır. Küreselleşme sürecinin hız kazanmasında büyük bir rol oynayan yeni teknolojilerin, İşin ve İşgücünün niteliği üzerinde yarattığı değişimlerdir. Genel bir yaklaşım ile yeni teknolojiler belirli bir vasıf düzeyi gerektirirken, üst düzeyde vasıflı olmayı klasik anlamdakine göre düşürmüş, ayrıca yeni tür vasıflı işgücüne gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra yeni teknolojilerin vasıflı işçi yerine mikro elektronik kontrolü getirmiş olması, üretimde parçaları bütünleme işini kolaylaştırdığı için bir yandan da vasıflı işgücü gereksinimini azaltmıştır. Küreselleşme ile sermayenin de uluslar arası hale gelmesi, yüksek teknolojilere sahip ülkelerin kas gücü gerektiren üretimlerini işgücünün ucuz olduğu ülkelere yönlendirmesi de işgücü piyasalarında önemli hareketlenmelere neden olmaktadır. İşgücünü arzının ucuz olduğu ülkelerde üretim yapan küresel sermaye, bu ülkelerde sosyal yaşamın gelişmesi, işçilerin daha fazla haklara sahip olmak istemeleri gibi nedenler ile artan işgücü maliyetleri karşısında işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere çabucak kaçabilmektedir. Günümüzün bütün uluslar arası iş yapan büyük sermaye ve yüksek teknolojiye sahip şirketleri emek yoğun üretimlerini işgücünün ucuz olduğu Uzakdoğu ülkelerine kaydırmaları bunun güzel bir göstergesidir” dedi.

 

Haber/Kaynak: Sınırkent