reklam
reklam
DOLAR 34,9739 % 0.16
EURO 36,7420 % 0.28
STERLIN 44,1241 % -0.32
FRANG 39,1821 % 0.1
ALTIN 2.975,32 % -1,03
BITCOIN 101.996,71 2.472

“Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri” Konulu Panel Düzenleniyor

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
“Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri” Konulu Panel Düzenleniyor
reklam

Vize Belediye Başkanı Sedat Balkı bugün gerçekleştirilecek olan “Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri” konulu panele bütün vatandaşların davetli olduğunu duyurdu.

Vize Belediye Başkanı Sedat Balkı konuyla ilgili yaptığı açıklamada ‘‘Lüleburgaz Tıp Merkezi işbirliğiyle gerçekleştireceğimiz projemizin halkımıza büyük bir yarar sağlayacağı düşüncesindeyim. Her çalışmamızın ve projemizin odak noktasında halkımız yer alır. Halka hizmet etmek en büyük vazifemizdir. Vize Belediyesi ve Lüleburgaz Tıp Merkezi işbirliği ile 13 Şubat 2017 Pazartesi günü saat 14.00'da Belediye Kapalı Düğün Salonu’nda Psikiyatri Uzmanı Dr. Berrin Kaya tarafından Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri konulu panel düzenlenecektir. Ülkemizde yaşayan bir çok vatandaşımız yaptıkları faaliyetlerden mutlu olmadığını dile getirmektedir. Doktorumuz halkımıza bunların sebeplerini ayrıntılı bir şekilde anlatarak, kendisine sorulan soruları yanıtlayacaktır. Sebebi bulunmayan şikayetlerinizin nedeni depresyon olabilir. Depresyon belirtilerini ve tedavi yöntemlerini konuşmaya tüm halkımız davetlidir.’’dedi.

Depresyon Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yolları

Son zamanlarda yaşamın getirdiği zor koşullarla birlikte “Bugün biraz depresifim, bu aralar depresyondayım” gibi cümleleri sık sık duymaktayız. Her birey yaşamının bazı dönemlerinde diğer zamanlara göre daha mutsuz, keyifsiz anlar yaşamaktadır. Ancak bu mutsuzluk hali sürekli bir hal alır ve bireyin günlük yaşamını etkilemeye başlarsa işte o zaman depresyon ihtimali akla gelmelidir.

 

Peki, nedir “Depresyon” ?

Depresyonun iki temel belirtisi en az iki hafta süreyle sürekli olarak bireyin kendisini mutsuz, çökkün, karamsar hissetmesi ve daha önceden keyif aldığı şeylere karşı belirgin ilgi kaybıdır. Bu belirtilere ek olarak;

Uyku bozuklukları (Uykuya geç dalma, uykunun bölünmesi, aşırı uyku hali)

İştah değişiklikleri (İştahta azalış, artış, kilo kaybı ya da alımı)

Hareketlerde yavaşlama, güçsüz, yorgun, halsiz hissetme

Değersizlik, yetersizlik, suçluluk hisleri

Belirgin huzursuzluk hissi

Dikkati sürdürmekte, odaklanmakta güçlük, unutkanlık

İntihar düşünceleri

Sorumlulukları yerine getirmekte güçlük

Öz bakımda azalma

 gibi belirtilerden birkaçı ya da tamamı ortaya çıkabilir.

Depresyon kalıtım, kişilik özellikleri, kayıplar, ekonomik sorunlar, üzüntü verici olaylar, yoğun stres, alkol madde kullanımı, bedensel hastalıklar ve kullanılan ilaçlar gibi etmenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Tüm bireyler için duygularını bastırmak yerine onları yaşamak, paylaşmak, sosyal destekten yararlanıyor olmak koruyucu etkenlerdir. Yine bireyler zamanlarının çoğunu sorumluluklarına ayırmaktadır; iş, okul, aile yaşamı gibi… Bireylerin tüm bu yoğunluk arasında keyif aldıkları veya kendilerini üretken hissettikleri bir aktiviteye vakit ayırmaları streslerini bir parça azaltacaktır ve depresyona karşı korunmak adına oldukça önemlidir.

Depresyon belirtileri yaşayan bireyin bir uzmana (psikiyatr, psikolog) danışması, yaşam kalitesini artırmak ve sürdürmek adına oldukça önemlidir. Günümüzde depresyon tedavisi için antidepresanlar oldukça yaygın biçimde kullanılmaktadır. Hafif düzeyde depresyonlarda ilaç kullanımı gerekmeyebilir, psikoterapi ve psikososyal destek araçları yeterli olabilir. Ancak orta ve şiddetli düzey depresyonda genellikle ilaç tedavisi yapılması uygun olur. İlaçların bilinçsiz kullanımı, depresyonun tedavi edilemeyişi, artışı ve tekrar ortaya çıkma risklerini artırmaktadır. Tedavi sürecinde ilaç kullanım dozu, sıklığı ve süresi bir psikiyatristin önerdiği biçimde olmalıdır. Yapılan araştırmalar ilaç tedavisine ek olarak psikoterapinin de oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Tedavi sürecinde en önemli sorunlardan biri bireylerin etki görmediklerini ya da artık iyileştiklerini düşünerek tedaviyi yarım bırakıyor olmalarıdır. Bu durum depresyonun süreğen hale gelmesi veya tekrarlanması olasılığını artırmaktadır. Tüm bunlara ek olarak dünyadaki intihar vakalarının %90’ı depresyon hastaları tarafından gerçekleştirilmektedir. Hemen her depresyonda intihar düşüncelerinin varlığı söz konusu olabilir ve göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla bireylerin tedavi süreçlerinde hekimleri ve psikologları ile işbirliği yapmaları gerekmektedir. 

Tüm bireyler için duygularını bastırmak yerine onları yaşamak, paylaşmak, sosyal destekten yararlanıyor olmak koruyucu etkenlerdir. Yine bireyler zamanlarının çoğunu sorumluluklarına ayırmaktadır; iş, okul, aile yaşamı gibi. Bireylerin tüm bu yoğunluk arasında keyif aldıkları veya kendilerini üretken hissettikleri bir aktiviteye vakit ayırmaları streslerini bir parça azaltacaktır ve depresyona karşı korunmak adına oldukça önemlidir.