Bölgemizde kurulmak istenen termik santrallerin bölge halkının sağlıklı yaşam hakkına olumsuz yönde etki edeceğini ifade eden Göksal Çidem “Türk Tabipler Birliği tarafından verilen itiraz dilekçesi, bölgemizde ki termik santraller içinde örnek teşkil ediyor” dedi.
Kırklareli Kent Konseyi Çevre Komisyonu Başkanı ve Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem, Türk Tabipler Birliği tarafından Çanakkale/Yenice’de kurulmak istenen Çırpılar Termik Santraline ilişkin hazırlanan itiraz dilekçesinin Bölgemizde yapılmak istenen termik santraller içinde örnek teşkil ettiğini söyledi.
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. M. Sezai Berber tarafından hazırlanan itiraz dilekçesinde “İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında görüşülmek üzere Çırpılar Entegre Termik Santrali Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu itiraz/ Çanakkale ili Yenice ilçesi sınıflarında TAŞZEMİN İNŞ. MADENCILIK ENERJI ÜRETIM SAN. VE TİC. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Çırpılar Termik Santrali (200MWe/203MWm/570MWt) Kül Depolama Sahası, Kömür İşletme İle Kırma Eleme Tesisi projesi ÇED raporu yayınlanmış, 21.12.2016 tarihinde halkın görüşüne açılmıştır.
Sadece 18 yıllık rezervi çıkartma pahasına en az 30 yıl boyunca çalışacak bir yatırımın yapıldığı, Çanakkale'de çalışan ve izin süreçler' ile 10 bin MW'a ulaşması olası kömürlü termik santrallerine bir tane daha eklenmesi talebi; 18 tane sivil toplum kuruluşunun üyesi olduğu Temiz Hava Hakkı (THH) Platformu'na da üye olan kurumumuz, kömürlü termik santrallerinin çevre ve halkın sağlığına birikimli /kümülatif etkilerinin dikkate alınmadığı ve olabilecek olumsuz sonuçların öngörülemediğini düşündürmektedir. Çırpılar Kömürlü Termik Santralinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı duyuruları ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu veritabanına göre işletmedeki 3 kömür santrali, inşa halindeki 2 kömür santrali ve proje aşamasındaki 10 santrale eklenmesi ve Çanakkale'de 14.500 MW'lık kömür kurulu gücüne ulaşılması ile iklim, doğa ve yaşamın geri dönüşümsüz olarak zarar görmesi ve oluşacak olan kümülatif hava kirliliğinden insan sağlığının olumsuz etkilenmesi söz konusudur. Bu olumsuz etkilenme başta solunum sistemi olmak üzere, kardiyovasküler sistem, nörolojik, üriner sistem üzerinde olacaktır.I'2. Özetle insanlar, sırf soludukları hava kirli diye Kronik Tıkayıcı Akciğer Hastası (KOAH), Kalp Hastası olabilecekler, felç geçirebilecekler, akciğer ve mesane kanseri olabilecekler, Alzheimer ve Otizme yakalanabileceklerdir. Kirli hava anne ve bebek sağlığını da olumsuz etkileyecek erken doğumlar, düşük doğum tartılı bebekler dünyaya gelebilecek hatta düşükler artabilecektir. Konuyla ilgili ulusal ve uluslararası çok sayıda yapılmış bilimsel çalışma bulunmaktadır: Bu bilimsel çalışmalara ek olarak Çanakkale ve Biga Yarımadası Yöresi için planlanan kömürlü termik santrallerin neden olacağı hava kirliliğinin modelleme sonuçları da değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: 1. Hava kirliliği ile ilişkili en önemli gelişme ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), 2013 yılında dış ortam hava kirliliğini bir bütün olarak Grup I kanserojen yani insanlarda kesin olarak kanser yaptığı kanıtlanmış etken olarak ilan etmiştir. Hava kirliliği özellikle akciğer ve mesane kanserine neden olmaktadır. Kömürlü termik santraller de hava kirliliğine neden olan sanayi temelli kaynakların başında gelmektedir.3 2. Hava kirliliğinin en önemli bileşeni olan Partiküler Madde (PM) de ayrıca tek başına kanser yapıcı olarak ilan edilmiş ve Grup 1 'e eklenmiştir. Son veriler ışığında 2010 yılında tüm dünyada akciğer kanserinden meydana gelen 223 000 ölüm hava kirliliğinden kaynaklanmaktadır.4 3. Güncel verilere göre, 2010 yılında sadece ülkemizde dış ortamda partikül madde (PM) ve ozona maruz kalma nedeniyle yaklaşık 30 000 kişi zamanından önce hayatını kaybetmiştir.5 4. Çanakkale bölgesinde var olan ve hali hazırda işletmede olan kömürlü termik santrallerin yarattıkları sağlık etkileri nedeniyle 2010 yılında (IÇDAS Termik Santrali, Çan Termik Santrali ve IÇDAS Bekirli Termik Santrali) toplamda 2650 yaşam yıl kaybı ve 42.910 iş günü kaybına yol açmıştır. Ayrıca yakında işleme alınacak olan CENAL Termik Enerji Santrali de her yıl 1.320 yaşam yılı kaybı ve 27.710 iş günü kaybına yol açacaktır.
“Verilen İtiraz Dilekçesi, Bölgemizde ki Termik Santraller İçinde Örnek Teşkil Ediyor”
Çalışmakta olan kömürlü termik santrallerin mevcut etkilerinin zaten oldukça büyük olduğu Çanakkale bölgesinde, halk sağlığının korunması açısından değil 13 santrale yeni bir tek santrale daha izin verilmemesi gerekmektedir.6 5. ÇED Raporundan görüldüğü üzere, santralde kullanılacak ve bölgeden çıkartılacak yerli linyit kömürü, oldukça düşük kalorili (1080 kalori) ve kül oranı oldukça yüksek (yüzde 53). Linyit, taşkömüründen daha düşük bir enerji içeriğine sahip olduğundan, aynı miktarda elektrik üretebilmek için yaklaşık üç kat fazla miktarda linyit kömürü yakılması gerekecektir. Bu nedenle, aynı elektrik gücü çıkışına sahip taşkömürü yakıtlı bir termik santrale göre, bir linyit santrali, genel olarak daha yüksek miktarda zararlı kirletici salımı oluşturacaktır. Türkiye'nin yerli linyiti düşük ısıl değere ve göreceli olarak yüksek miktarda kül, nem ve kükürt içeriğine sahiptir. Dolayısıyla bu linyitin yakılmasından doğan hava kirliliği de yüksektir. Türkiye'de işletmedeki linyit yakıtlı termik santrallerden salınan SO2, PM, ağır metal ve radyoaktivitenin insan sağlığına etkilerini tespit eden çok sayıda bilimsel araştırma mevcuttur.7 6. Çanakkale ve Biga Yarımadası Yöresi, hem Türkiye hem de dünya çapında kömür madenciliği ve kömürlü termik santral tehdidinin en ciddi boyutlarda yaşandığı bölgelerden. Bu yörede toplam 14.450 MW kurulu güç ile 16 kömürlü termik santralin üretim yapması planlanıyor. Yöredeki hava kalitesi, sağlık ve toprak üzerine olası etkileri, CALPUFF hava kirliliği modelleme sistemi (ABD Çevre Koruma Dairesi-ABD EPA tarafından uzun erimli kirletici taşınımı ve etkilerini saptamak üzere kullanılan bir model) kullanılarak çalışıldı, Sonuçlar, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) önerilerine göre değerlendirilmiştir. Santrallerin kümülatif etkilerinin göz önüne alınarak karar verilebilmesi açısından çalışma oldukça önemlidir. Bölge'de yapılan hava kirliliği değerlendirme sonuçları da göstermektedir ki:
a. Yapılacak olan santraller bölgedeki PM25, NO2 düzeylerini büyük ölçüde arttırarak kümülatif kirlilik yükünü insan sağlığını olumsuz etkilediği bilimsel olarak gösterilmiş sınır değerlerin çok üstüne çıkartacaktır.
b. Bu durum bölgedeki felç, akciğer kanseri, yetişkinlerde kalp ve solunum yolu hastalıkları ile çocuklarda solumun yolları semptomlarında artışa ve dolayısıyla bu hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlere neden olabilir.`' Ayrıca, kükürtdioksit (SO2), azotoksitleri (NO,) ve toz salırrn nedeniyle havadaki zehirli parçacık madde oluşumun da artışı ek hastalıkları da beraberinde getirmektedir.
c. Örneğin çalışmada yapılan projeksiyonlar Çanakkale Bölgesi'nde yaşayan vatandaşlarda öldürücü hastalıkların ne miktarda artacağını gözler önüne sermektedir. Örneğin Raporda, artan kanserojen PM25 miktarının ek olarak yılda yeni 75 Akciğer kanseri, 549 İskemik Kalp Hastalığına, 163 Felç'e ve 46 KOAH'a neden olacağını belirtilmektedir.
d. Çalışmada yapılan projeksiyonlar öldürücü olmayan hastalıkların halkın sağlığını ne boyutta etkileyeceğini de hesaplamıştır. Buna göre; bir yılda 160 yeni düşük doğum tartılı bebek dünyaya gelecek, 200 kişi bu nedenle kronik bronşit olacak, 120 kişi hava kirliliğine bağlı nedenlerle hastaneye başvuracaktır. Sırf kömürlü termik santrallerin kümülatif kirliliği nedeniyle 4440 çocuk, 36000 erişkin astım atağı geçirecek, 3100 kişi işe gidemeyecektir.
Bacalardan çıkan atık gaz bulutu yüzlerce kilometre yol kat ederek sınırlar ötesine taşınabilir; kirleticiler ekosistemlerde ve insanların akciğerlerinde birikebilir, Bu nedenle kömür kullanımının yol açtığı sağlık hasarı sadece enerji santrallerinin civarı ile sınırlı kalmamaktadır. Kirliliğin taşındığı yerleri, bacaların yüksekliği ve rüzgâr koşulları belirler. Bu nedenle bölgeye yapılacak olan her termik santralin aslında tüm Türkiye'ye etkisi olacaktır.' Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tabi olduğu yasal düzenlemeler, Anayasal güvence altına alınan "temiz çevrede yaşama hakkı" çerçevesinde, halkın sağlığını olumsuz etkileyecek; hastalık hızlarını, hastaneye yatışları arttıracak, hastanede kalış sürelerini uzatacak, erken ölümleri ve ölüm hızlarını yükseltecektir. Bu şu demektir, pek çok kişi olması gerekenden fazla hastalanacak, zor iyileşecek, kanser olacak ve erken ölecektir. Bu durum hem insani boyutuyla kabul edilemez hem de ekonomik boyutuyla sürdürülemez bir yükü beraberinde getirmektedir.I3 Kanserlerin, hastalıkların, sakatlıkların engellenmesi mümkündür ve ancak Bölge'ye yeni bir Kömürlü Termik Santralin kurulmasını izin vermemekle olanaklıdır. Sayılan gerekçelerimizin dikkate alınmasını ve İDK toplantısında değerlendirilerek yeni kurulması planlanan Çırpılar Termik Santralinin bölgeye yapacağı kümülatif etkileri de dikkate alınarak ve insan sağlığına yola açabileceği zararlar göz önünde bulundurularak reddedilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunuyoruz” denildi.