reklam
reklam
DOLAR 34,8458 % 0.03
EURO 36,8226 % 0.07
STERLIN 44,4603 % 0.05
FRANG 39,6653 % 0.04
ALTIN 2.980,14 % 0,14
BITCOIN 97.242,00 -3.383

Yapılan Çalışmalar Anlatıldı

Yayınlanma Tarihi :
reklam

TEMA Vakfı Lüleburgaz Yeni Mahalle Sorumlusu Sibel Kocaman, TEMA Vakfı tarafından aktarılan değerlendirmeleri kamuoyuyla paylaştı.

TEMA Vakfı Lüleburgaz Yeni Mahalle Sorumlusu Sibel Kocaman,
2023 yılına ait vakıf çalışmaları ve çevre olaylarını detaylı bir şekilde
paylaştı. TEMA Vakfı tarafından aktarılan değerlendirmeleri aktaran Kocaman, şu
detaylara yer verdi; “2023 yılı boyunca, hem ülkemizde hem de dünya genelinde
çeşitli ekolojik sorunlarla karşı karşıya kaldık. Bu sorunların başında;
erozyon ve toprak kaybı, gıda güvencesinin azalması, su stresi, iklim krizi ve
yarattığı sel felaketleri, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormansızlaşma ve
doğa koruma alanlarının tahrip edilmesi geldi. Ülkemiz büyük deprem felaketleri
ve sonuçları ile karşı karşıya kaldı. Bunların yanı sıra kömüre dayalı enerji
politikaları ve 4. Grup madencilik faaliyetleri, ülkemizdeki doğal varlıkların
ciddi şekilde zarar görmesine yol açtı. Ayrıca, kentsel ve kırsal alanlarda
doğayla uyumlu biçimde yapılmayan mekânsal planlamalar ve artan yapılaşma
baskıları, ekolojik dengenin bozulmasını daha da kritik seviyeye taşıdı.

Yıl boyunca çevre gündeminde, olumsuz gelişmeler kadar güzel
gelişmeler de yaşandı. Doğa için çalışmalarına ara vermeden devam eden TEMA Vakfı,
2023’ün öne çıkan iyi ve kötü çevre olaylarını değerlendirdi.

Küresel Kaynama Çağına Girdik

Dünya Meteoroloji Örgütü ve Copernicus Dünya Gözlem
Programı, temmuz ayının şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak ay olduğunu
duyurdu. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler, bu durumun iklim krizinin henüz
başlangıcı olduğunu ve artık Küresel Isınma Çağında değil Küresel Kaynama
Çağında olduğumuzu açıkladı. Ülkemizde ve dünyada sıcak hava dalgalarının
sıklığı ve şiddeti giderek artıyor. Bilim insanları; orman yangınları, ani
yağışlar, sel felaketleri gibi afetlerin temel sebebinin, insan faaliyetleri
sonucu ortaya çıkan sera gazlarının yol açtığı iklim krizi olduğunu vurguluyor.

Madenler Yaşam Alanlarımızdan Değerli Değildir

Korunan alanlar, orman alanları, su havzaları, verimli tarım
arazileri ve yaşam alanları üzerinde geri dönüşü imkânsız zararlara sebep olan
4. Grup madencilik faaliyetleri her geçen gün daha ciddi tehditlere sebep
oluyor. TEMA Vakfı olarak gerçekleştirdiğimiz maden ruhsatlarına yönelik
çalışmalarla, ülkemizdeki 29 ilin ortalama %67’sinin IV. Grup madenlere
ruhsatlı olduğunu tespit etmiştik.

Maden ruhsatlarının il bazında dağılımı; Gümüşhane %93,
Kütahya %92, Giresun %85, Rize %82, Uşak %80, Çanakkale-Balıkesir (Kaz Dağları)
%79, Trabzon %77, Ordu %74, Zonguldak-Bartın %72, Artvin %71, Eskişehir %71,
İzmir %70, Bayburt %65, Sivas %65, Tekirdağ-Kırklareli %65, Erzurum %63, Muğla
%59, Kahramanmaraş %58, Afyonkarahisar %52, Erzincan-Tunceli %52, Tokat %46,
Karaman %38 ve Siirt-Şırnak-Batman %34.

TEMA Vakfı olarak doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi
ve kültürel değerlerimizi korumak için yaşamsal öneme sahip alanların
kanunlarla madencilik faaliyetlerine kapatılmasını talep ediyoruz.

Maden Kazaları Yine Can Aldı

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; 8 Haziran’da Soma’da
bulunan maden ocağında toprak kayması nedeniyle meydana gelen kazada 1, 13
Eylül’de Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde bulunan maden ocağında tavan
çökmesi sonucu meydana gelen kazada 1, 15 Kasım’da Denizli’nin Acıpayam ilçesi,
Karaismailler Mahallesi'nde bulunan krom maden ocağında gerçekleşen göçük kazasında
2 ve 23 Kasım’da Siirt'in Şirvan ilçesindeki maden ocağında meydana gelen
göçükte 3 olmak üzere toplam 7 maden işçisi hayatını kaybetti.

Yalova’da Mahkeme Kararına Rağmen Tarım Arazisi Yok Edildi

2020 yılında Yalova’nın Çiftlikköy ilçesi Taşköprü beldesinde
tarım arazisi üzerinde kurulması planlanan sanayi tesisi için tarım dışı
kullanım izni verilmesine yönelik alınan Bakanlık Oluru’nun iptali için
açtığımız davayı kazandık. Mahkeme kararında; dava konusu arazinin mutlak tarım
arazisi olduğuna ve ilgili taşınmazda planlanan yatırım için alternatif
alanların bulunduğuna vurgu yapıldı.

Devamında şirket ve bakanlık bu kazanımımızı istinafa
taşımış ancak mahkeme istinaf talebini kabul etmeyerek iptal kararını geçerli
kılmıştır. Ayrıca karar Danıştay tarafından da onaylanmıştır. Ne yazık ki
hukuki kazanımımıza rağmen mahkeme sonucu beklenmeden tarım arazisi üzerindeki
yatırımlara başlanmış ve bu durum oradaki mutlak tarım toprağının vasfını
yitirmesine neden olmuştur. Kararın uygulanması için gerekli hukuki adımlar
atılacaktır.”

Haber: Mirza Şirin